“Eğer anne ve baba,  özellikle anne, rahat hissediyorsa çocuklarla her türlü aktiviteyi yapmak mümkün” diyen Macera Akademisi’nin ortaklarından ve Uzunpatika.com un kurucusu Devrim Caner Odabaşıoğlu, tam bir macera tutkunu ve bu tutkusunu ailesi ile yaşamayı tercih edenlerden… Oğlu Can Berk 4 aylıkken bisiklet gezileri ve yol koşuları ile başlayan doğa ve spor etkinlikleri zamanla diğer ihtiyaç sahibi çocuklara uzanan bir ele de dönüşmüş. Bizlerle hayallerini ve deneyimlerini paylaşan Caner Odabaşıoğlu ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Özge Eşsizer
ozge@onceanneyim.com

Caner Bey öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1975 doğumlu ve Hande Odabaşoğlu ile evliyim. 2008 Temmuz undan beri Can Berk’in babasıyım. Makine Mühendisliği diplomam var ama daha çok macera ve etkinlik mühendisliği yapıyorum ve İstanbul’da nefes alıyorum. Macera Akademisi‘nin kurucu ortağıyım. Dağcılıkla başlayan spor hayatım oryantiring, bisiklet ve macera yarışları ile devam ederken oğlumla yol koşularına başladım. 10-15-21,1-42,2 km koşuları tamamladıktan sonra ultra mesafelere merak sardım. 50k ve 120k tamamladım, yeni mesafeler hayal ediyorum. Uzunpatika.com da blog yazıyorum.Dağcılık Düğümleri (2002) isimli bir kitabım da var.

Ailece spor yapmaya Can Berk kaç yaşındayken başladınız? İlk deneyiminizde neler hissettiniz?

Hamilelik sürecinde Can Berk ile hobilerimize nasıl devam ederiz diye bir araştırma yapmaya başladık. Bisiklete takılabilen, farklı aparatlarla koşu puseti olan bebek arabalarını keşfettik. Türkiye’de satılmadığını öğrenince (daha 6 ayımız vardı) bisiklet ve bazı bebek malzemeleri ithalatçılarından talep ettik. Olumlu dönüş alamayınca 3. Rica ettiğimiz dostumuzun getirmesini sağladık. Can Berk doğduktan sonra,  4 aylıkken  bisiklet gezileri ile başladık.
Eşimle neredeyse 1 senedir hobilerimizi beraber yapamıyorduk, son aylarımız Can Berk ile evde geçen uzun saatlerdi. Hafta sonu tekrar doğa da olmak, bunu ailemizin yeni üyesiyle yaşamak çok güzeldi. Elbette tedirgindik, ya istemeden incitirsek, sağlığını bozarsak, yolda bir şeye ihtiyacımız olursa… internetten bol bol araştırdık, olası sorunları listeleyip plan yaptık.

Bugüne dek Can Berk ile birlikte yaptığınız etkinlikler arasında sizde en çok iz bırakan hangisiydi?

İki tane var. İlki, dört aylıkken daha ikinci bisiklet sürüşümüz. Arkadaşlarımızla beraber İznik’teydik ve planlanandan uzun sürdüğü için emzirme saati geldi. Acıktı galiba dedim, eşim Hande bir taşa oturdu ve emzirmeye başladı. O an artık her yere beraber gidebileceğimizi hissettim.

İkinci anı ise son koşumuz. 18 Eylül’de Riva’da düzenlenen bir koşuya katıldık. Artık eskiden ittiğim bebeğin yerinde, yol arkadaşım diyebileceğim birisinin oturduğunu hissettim. Düşündüğünü anlatabilen, merakını ve taleplerini ifade eden, durum açıklamalarını anlayan ve yol boyunca sizinle sohbet eden bir dost.

Aileler genellikle çocuklarla spor yapmanın hep riskli taraflarını düşünüyorlar. “Hasta olur, yaralanır , daha çok küçük” gibi… Sizin bu konuda düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

Biz de düşünüyoruz, ama düşünmeye başlarken “nasıl yapabiliriz, nelere dikkat etmemiz gerekir, onu korumak için ne giydirmeliyiz” gibi olumlu sorularla başlıyoruz. Böylece çözüm bulacağımıza inanıyor ve başarıyoruz! Elbette her zaman planımızı uygulayamıyoruz; çocuğumuzun taleplerini ve sınırları içinde kalıyorsunuz. Bazen de elinizden geleni yapın, sorunlar oluyor. Örneğin oğlumuz alerjik, soğuk algınlığına hassas bir bünyeye sahip. Bu sebeple kimi etkinliklerden sonra hasta oluyor maalesef. Önlemlerinizi aldığınızda, parka, anaokuluna veya markete gitmekten çok farklı değil spor yapmak.

Böylesine aktif, doğa ve sporla iç içe bir yaşam tarzının Can Berk ‘in gelişimine katkıları neler oldu?

6. ve 20. aylar arasında, düzenli sabah aktivitesi oldu. Bu aktiviteleri benimle yaptığı için baba ilişkisini güçlendirdiğini düşünüyoruz. Korunaklı arabasında koşu ve bisikletin algılarını açtığını, dikkatini geliştirdiğini gözlemledik. Doğada ve açık havada koşup yuvarlanmak keşif duygusu ve öğrenme merakını destekledi. Düşe kalka öz güveni güçlendi.

Çocukları ile spor yapmak  isteyen aileler nelere dikkat etmeliler? Örneğin, çantalarında mutlaka  bulundurmaları gerekenler neler?

Çocuğun günlük düzeni ve sınırlarına uygun plan yapmalılar. Örneğin, uyku ve beslenme saatlerini aktiviteye taşıyabilmeliler. İlki hareket halindeyken kolay, ama kamp yaparken uyuyabilmesi için huzurlu ve sınırları belli bir alan yaratmak gerekli.

İkincisi, aktivite ve mevsime uygun kıyafet ve ekipman ile yapmalılar. Koşmak istiyorlarsa baston pusetle veya dört tekerlekli arabalarla değil 16inch hava dolgulu 3 tekerlekli arabalarla yapmalılar. Ancak bu tip pusetler titreşimi emer. Bebek ve çocuklar için renkli çok kıyafet var ama açık hava sporları için işlevli kıyafet (örneğin yüzde 100 su geçirmez mont) bulmak kolay değil. Ama dikkat etmeniz gerekenleri bilince ve özellikle sezon dışında alışveriş edince her şeyi uygun denkliyorsunuz.

Çocuğun gereksinimleri ve yedeklerini bulundurmak önemli. Parkta koşarken bir set yedek kıyafet ve biberon süt yeterli iken ormana veya kampa gittiğinizde 3-4 set kıyafet, yarım koli süt taşıyabiliyorsunuz arabanızda. Hijyen ve temizlik çizginizi korumak için mutlaka bir kontrol listeniz olmalı: Islak mendil, kuru mendil, alt değiştirme örtüsü, pürel, antibakteryel sabun, seyehat havlusu, vb.

Olası bir ani hastalık için uzun doğa gezilerinde ilk yardım setinize termometre, ateş düşürücü, serum fizyolojik tüpleri, arjirol, lerji merhemi ve doktorunuzun önerdiği diğer ilaçları almalısınız. Güneşten koruyucu krem ve mevsime uygun şapka/bere de  mutlaka bulunmalı.

Sizin www.uzunpatika.com   adlı bir bloğunuz var.  Bize biraz uzunpatika.com dan söz eder misiniz?

Tecrübelerimi, hayallerimi ve bildiklerimi paylaşmayı hep sevdim. Özellikle doğa sporları ile ilgili birçok dergide makale ve derlemelerim çıktı. Geriye dönüp baktığınızda ortada kalıcı bir bilgi olmadığını görüyorsunuz. Özellikle sosyal medya paylaşımları çok anlık. Çok zamanımı alacağını düşünerek, biraz da teknik detaylara uzak olduğum için istediğim halde blog yazamıyordum. Tecrübeli bir blogger arkadaşımın (Emre Tok) cesaretlendirmesi ve ufak bir kurulum desteği ile bu sene başladım. Özellikle yaptığım sportif aktiviteler ve çocuklu aktivitelerimizi paylaşarak hem farkındalık, hem de ufak da olsa bilgi kaynağı oluşturmak istiyorum. Ne de olsa bilgi paylaştıkça çoğalır!

Siz sadece koşmakla kalmıyor , çocuklar yararına sosyal sorumluluk projelerine de destek veriyorsunuz. Bu konuda okuyucularımıza bir mesajınız var mı?

Can Berk ile beraber koşarak 4. bağış toplama koşum olacak. Çok hızlı koşamadığım ve oğlumu 2 saatten fazla arabasında oturmaya zorlamak istemediğim için onunla en fazla yarı maraton koştuk. Ama koşudan fazlasını yapmaya çalışıyoruz. Kumsaldaki deniz yıldızlarını denize geri atıp yaşatmaya çalışan adamın hikayesi malumdur… Hepimiz bireysel çabalarımızla birkaç kişinin hayatına dokunabiliriz. Başka projelerde de yer aldım ama Can Berk sayesinde çocuklara karşı daha algıda seçiciyim. Onlar geleceğimiz ve eğitim eşitsizliği ülkemizde gittikçe artıyor. Çocukların vizyona, hayal kurmaya, farklı bakış açılarına ihtiyaçları var. TEGV programlarına katılan çocukların ders başarılarında, olumlu alışkanlık edinmelerinde aynı çevredeki çocuklara göre önemli artışlar olduğu raporlanmış. 5 vey 50 TL, herkesin bütçesine uygun bir destek ile, para bağışından çok  “ben de bir deniz yıldızı kurtarabilirim” farkındalığı oluşturma gayreti. Ülkemizi değiştirmek için, çevremizde olanları önemsemeli, ucundan tutup ufak da olsa harekete geçmeliyiz. Politikadan değil, günlük hayattan bahsediyorum. Adım Adım bünyesinde siyaset yapmadan faydalı işler üretmeye çalışıyoruz. Bu sene başka bebekli ailelerle beraber topluca koşmayı da planladık.

Şu ana kadar gerçekleştiremediğiniz ama “bir gün mutlaka yapacağım” dediğiniz bir hedefiniz var mı?

Çocuğumuzla beraber uzun bir tura çıkmayı hayal ediyorum. Bisikletle olabilir, yelkenle olabilir, hafta sürecek kamplı trekking olabilir. Kim bilir, yıllar sonra tırmanış ekspedisyonu olur.

Son olarak Önce Anneyim okuyucularına neler söylemek istersiniz?

Eşimle fark ettiğimiz ve soranlara söylediğimiz sırrımız: Eğer anne ve baba,  özellikle anne, rahat hissediyorsa her türlü aktiviteyi yapmak mümkün. Siz rahat hissedince çocuğunuz bir şekilde güvenli hissediyor kendini, zor koşullarda bile işbirliği yapıyor gülücük dağıtıyor. Siz gerginseniz kısacık programlar çile doluyor. Rahat hissetmek, olumlu enerji yaymak için planlama ve hazırlık kadar eşler arasındaki iş bölümünün iyi yapılması, özellikle annenin kendini güvende hissetmesinin sağlanması önemli.
Baba ile çocuk beraber spor yapacaksa da, bu yine annenin onay ve desteğiyle oluyor. Eşim Hande’ye bu konuda çok müteşekkirim. Bir açıdan, babalık sorumluluğumu daha hızlı ve derinden kavramama yardım ettiğini de söyleyebilirim.